top of page

SEÇİLMİŞLER

Sen ve yaşadıkların. Tüm bu işaretler senin ne kadar kutsal bir canlı olduğunla alakalı.

Muazzam şekilde tasarlanmış bir varlıksın ve keşfetmediğin o kadar çok şey var. Senin aslında neler yapabileceğini bilmek beni bile heyecanlandırıyor. Ama farkında olmaman doğal. Çünkü insan olmanın handikapı bu.


Sen, kendini keşfetmeye başlayacak kıvama geldiğinde, çoktan yaşlanmış ; hatta ölümle karşı karşıya gelmiş oluyorsun.

Ama bazılarımız, aramızdaki bazı azınlıklar..


Onlar deniyor. Kendilerini anlamayı ve bir üstü insan olmayı anlamayı deniyor. Hatta bazılarımız, insanın içinde yaşayan gerçek iyiyi ve kötüyü bir şekilde buluyor ve uyandırıyor. Bazıları ise, bu iyiyi ve kötüyü tüm insanlığa aktarıyor. Onları tanıyorsun. Onlara dokunma fırsatın olamadı ama, dinleme şansın hala var. Bu insanlar sana gerçekleri keşfedebilmen için geride yazılar, anıtlar, tapınaklar ve en iyisi de kitaplar bıraktı. Oku, oku ve çöz bu sırrı. İnsanoğlu bir sırdır. Kendini keşfetmeden yaşadığın her an yapabilme potansiyelinin olduğu her şeyin yarısı kadarını yapabiliyorsun. Düşün , tüm bu yaşadıkların potansiyelinin yarısı bile değil. Ama sen, kendini keşfetmeyi yanlış biliyorsun. Kendini keşfetmek, kişisel gelişim eğitimleri alman ya da kendi kendine konuşman değil. Her şeye pozitif bakman ve bunu savunup hayatın diğer taraflarını kaçırman hiç değil. Kendini keşfetmek ; insanlığı keşfetmektedir.


Kendini anlamak ; başkalarını anlamaktır. Kendine bir şeyler katmak ; hayata bir şeyler katıyor olmaktır.


Gerçekten yetmedi mi kişisel gelişim bencilliklerin ? Dönüp bakalım şimdi biraz geriye... Kendini, yani bizi ; yani insan'ı anlamaya çalışanlara. Sana şöyle bir şey deseydim, Freud ile sohbet etme şansın var, ya da Nietzsche ile, ya da Mustafa Kemal ile, ya da Einstein ile. Bunu isterdin değil mi ? Kim istemez ki. Peki neden yapmıyorsun? Evet belki seslerini duyamazsın ama onlar ile iletişim kurman için geriye yüzlerce kitap bırakmışlar. Onları tanıman için, dinlemen için , senin için yazmışlar. Hiç biri bunu para kazanmak için yapmadı. Çünkü kitap yazmak Nietzsche'e para kazandırmadı. Ya da dönemi içinde şöhret. Elbette tıpkı bugün gibi, o zamanlarda aralarında şöhret için girişimde bulunanlar vardı. Örneğin ; Adolf Hitler. Gerçek bir şöhret avcısı. O kadar çok bilinmek ve anılmak istemiş ki. Bunu kendisi de açıkça dile getirirmiş. Ve gariptir ki aslına bakarsanız Hitler çok çok yetenekli bir sanatçıdır da. Tüm bu yaptıklarından önce, çok güzel işler icra eden bir sanatçıydı kendisi. Fakat sanat onun bilinmesine yetmedi. Sanırım bir insanın yıldızının parlaması yaptığı işlerden bağımsız. Hitler de bunun somut örneğidir. Koç burcu olmasından kaynaklı ki, bir gün hırsı kibre dönüşüyor ve ölmeden önce herkes beni tanıyacak kafasına giriyor ne yazık ki. Sonrası malum.

SEN

Seçilmişler ; hala aramızdalar. Sen ya da bir başkası. Onların yalnızca geçmişte var olduklarını düşenecek kadar ütopik bir hayat yaşıyor olamazsın. Hala aramızda özüne dönmenin insan olmaya dönmek olduğunu bilen, çabalayan, anlamlandıranlar var. Gerçekten nefes alanlar, hissedenler, iyi olanlar ve gerçekten kötü olanlar var. Aramızda hala dünyaya bir şeyler katacaklar, nesillere yön verecekler, tarih yazacaklar var. Bunun yolu ne, henüz bende bilmiyorum. Muhtemelen bilseydim şuan tarih yazıyor olurdum. Diğer ihtimalse ; şuan yazıyorum. Fakat emin olduğum bir şey var, nasıl başlanacağını biliyorum. Özüne dönmenin ayrımını yapmayı öğrendim. Öz demek, kendimizle başlayan ve tüm insanlarca sonlanan bir fenomen demek. Anladım ki öz yalnızca kendimizden ibaret değil. Bir bütünün parçası olduğumuzu, ve özün önce kendimizi anlayıp sonra bütünle anlamlandırıyor olabilmek olduğunu fark ettim. Bu insanları okudukça, onların kendilerinden yola çıkarak başladıkları yolculuklarını bizlere yansıtmalarıyla anladım. Freud'un Dora adındaki bir kızı yaşadığı travmalar geçsin diye çocukluğuna indirmesi bugün aranızdan birinin annesini iyileştiren bir teknik muhtemelen. Fakat Freud bunu bilemezdi. Orada Dora'yı iyileştiren şey, Freud'un kendini çok iyi tanımış olmasıydı. Çünkü aslında bu teknik ile Freud kendini iyileştirmişti. Freud, özüne insanlık sayesinde indi. Çünkü her zaman bildi, o bir bütünün parçasıydı. Hitlerin kendine kıyma şekli ise yine aynıydı. İçindeki az önce bahsettiğim kibir, onu kendini bitirmeye itti. Hitlerin katliamı, kendini öldürme biçimiydi. Tarz yine aynıydı. ''Bir bütünün parçası olmak''.

Paylaş

Comments


bottom of page