top of page

Biraz Daha Fazlası Olmak İçin Birkaç Adım



Kendi algoritmasını çözmüş insanlar her zaman ve her durumda kazanır. Her durumda kazanmak fazla iddialı ve gerçek dışı bir cümleymiş gibi gelse de kulağa;


Bazen ikinci kez kaybetmemiş olmak da kazanmaktır.

Çoğu insan kendini tanımayı bilmez. Bu tıpkı şuna benzer, bacağının arkasına yaptırdığın dövmeye bir türlü alışamazsın. Hatta bazen öyle bir dövmen olduğunu bile unutursun. Çevrendeki herkes dövmeni senden daha iyi bilir. Gözleri senden daha çok alışmıştır. Çünkü onu senden daha fazla görürler. İnsanın kendini tanıyor olması da tıpkı bunun gibidir.

Biz, zaten bize ait olduğumuz için, kendimize bakmaya o kadar da yeltenmeyiz. Kendimizi tanıyoruz sanırız, gözümüzün önündeki benliğimize yabancı kalırız. Ama bunu asla kabul etmeyiz. Çünkü kendini tanımamış olmayı aşağılayıcı buluruz. Süperegomuzun kurbanlığında, kendimizi masaya yatırmayız.


Öz saygımız sandığımız şey her yanlışımızı başkalarına savunurken, ''Ben böyleyim!'' kalıplarımızın altında benliğimiz sandığımız ama aslında altyapısıyla hiç tanışmamış olduğumuz kişiliğimizi el üstünde tutarız. Bu tarz yaşanılmış bir hayatta, el üstünde tuttuğumuz kişiliğimizi bir gün başka bir el büker. Çünkü sığınılmış karakterlerin , kendinden daha üstün karakterlere kaybedişi kaçınılmazdır.


Kendi pik noktalarınızı bilin.

Ne ile çalıştığınızı bilin. Neyden beslendiğinizi iyi biliyor olmalısınız. Bazı insanlar enerjiyle çalışır, çevresindeki her şeyin enerjisini hisseder ve bu enerjiyi kendine geçirir. Bu tarz insanlara kısaca ''çabuk etkileniyor'' denir. Eğer enerjiyle çalışan biriyseniz, kendi iç dengeniz adına çevrenizi buna göre düzenleyin. Çünkü siz, enerji ile çalışan biriyseniz, en çok vakit geçirdiğiniz insanların motivasyonuna bağlısınız demektir.


Başarı ile çalışan bir yapınız da olabilir. Sizi motive eden şey yalnızca başarı olabilir. Fazla duygusal bir yapınız olmayabilir ve tatmin olma şekliniz daha materyalist olabilir. Bu tarz bir kişiliğe sahipseniz kısa vadeli iç huzurunuz için hedef tablonuzu değiştirin. Daha kolay elde edilecek başarıları yakın tarihe alıp böylece motivasyon kaynaklarınızı arttırabilirsiniz.


Çekim gücünüzü ölçün. Kendi izleyiciniz olun. Ne yaptığınızda neler değişiyor, en güçlü mıknatısınız ne? Düşünce gücünüz mü yüksek, somut adımlarınız mı? Çekim gücünüz nasıl çalışıyor bunları biliyor olmalısınız. Örneğin çekim gücü kaynağınız ses olabilir. Bu, dile getirdiğiniz şeyleri kendinize çektiğiniz anlamına gelir. Mıknatısınızı keşfetmeniz algoritmanızın farkında olmanızı sağlar ve hayatınızı kendi isteklerinizi kendinize çekerek sürdürmenize yardımcı olur. Belki de siz sesin aksine, inançları ile çekim yaratan bir insansınızdır. Yani sizin için kara kedi görmek uğursuzluk getiriyorsa, bu inançalarınızın gerçeğe dönüştürmede etkili olduğunu, yani diğer bir tarifle ''Kendini Doğrulayan Kehanet'' kuramını iyi çalıştırıyor olduğunuz anlamına gelir. Eğer bu bahsettiğim şeyler iç onayınızdan geçiyorsa, yapmanız gereken şeyin neye inandığınız konusuna daha fazla fikir yürütmeniz gerektiği anlamına gelir. İnançlarınızı yeniden oluşturabilir, varolan inançlarınızda bazı revizeler yapabilirsiniz. Mesela belki de, her evi koruyan bir yaratıcıya inanmayı seçmeli, dua ve meditasyonun size her zaman iyi geldiği fikrini inanç haline getirmelisinizdir. Bu inanç söz konusu olduğunda, istediğiniz her şeye ulaşabileceğiniz fikri size daha olabilir gelir.


Bu anlattıklarım, kendini tanıyan karakterlerin yalnızca birkaç farkındalığıdır. Sayı her zaman artar ve farkındalıklar asla bitmez. Çünkü sandığınızdan çok daha fazlasısınızdır. Her gün değişiyor oluşunuz da bu yolculuğu sonsuz kılar.

Kendi yolculuğunuzu ben bilemem, işin aslı sizden başka kimse de bilemez. Ama şunu biliyorum, bu yolculukta kendi seyirciniz olmazsanız, kendi yolculuğum dediğiniz yolculukta, size ait olmayan karakterinizin ve sizler için seçilmiş hayatlarınızın kurbanı olursunuz. Üstünüzdeki fazlalıkları atın, size ait olmayan huyları, inançları, korkuları bakın.

Sorun kendinize, sahip olduğum tüm alışkanlıklar benim seçimim mi? diye. Ya da şu cümleyi kurun, ''Acaba kendimi yeni baştan yaratma şansım olsaydı, karakterimi, huylarımı ve alışkanlıklarımı böyle mi düzenlerdim?'' diye. Kendinizi yeni baştan yaratma fikri kulağa imkansız ya da korkunç gelebilir. Fakat mümkün olduğunu bilmelisiniz.


Comments


bottom of page