top of page

DENGE


Yokluğu Aşmak - Vücudunu Dinle


Yokluğu Aşmak - Vücudunu Dinle

Vücudunu Dinle sandığınız şeylerin, aslında aşılabilir olduğunu ve sırf bu inancınız yüzünden hayatta neler kaybettiğinizi bilseydiniz, bir daha asla kendinizi affetmezdiniz.

Beklentiler ve inanmışlıklar insanın iç dünyasını darmadağın eder. Darmadağın edebilecek kapasitededir çünkü inandığınız şey ne olursa olsun; bir gün mutlaka gerçeğe dönüşür.


Mış' gibi davranmanın aslında mış' a eğriliş olduğunu bilmek gerekir.


Çok basit bir örnekle olayın önemini vurgulayayım; birini kaybetmek.

Birini düşünün, hayatınızda yer etti ve çok sevdiniz. Ve sebebi önemsiz , bir şekilde onu kaybettiniz. Fakat bu diğer kaybedişlerden biraz farklı olsun, bazı anlar vardır. Daha nadir olan, gerçek kaybedişler. Onun bir daha hayatınıza girmeyeceği gün gibi ortada olsun. Hissettiğiniz duyguları anımsayın.


Sabah ilk uyanışlarda daha ağır basan eksikliğin ağızda ve kalpte verdiği acı tat. Gün içinde nabzı düşen acının bazı saniyelerde size kendini hatırlatması ve katlanılmaz gece ağrıları. Kaybetmek nereden bakarsanız bakın kötüdür.


Ama tehlikeli olan kaybetmek değildir aslında, kaybettikten sonra izlediğiniz yoldur. Acı eğriltir ve ne yöne eğrileceğiniz tamamen kaybediş sonrası ilk tepkilerde saklı.

Sorun şu ki hiç kimse ( gerçekten hiç kimse ) böyle derin bir kaybedişi kolay atlatamaz. Herkesin süresi kendince değişkendir fakat mutlak gerçek şudur ki bu olay ciddi anlamda zaman alır.


Zaman almaması mümkün değilken insanlar belli bir süre sonra halen unutamamış olmanın verdiği sinir ile şunu söylerler '' atlatamıyorum ''.

Beyne verdiğiniz ilk kötü uyaran bununla başlar. Verdiğiniz yanlış kod aslında atlatma yolculuğunuzda bir U dönüşü yapmanıza sebep olur ve aslında geldiğiniz yolu geri gidersiniz. Size kendinizi kandırın ve '' atlattım'' deyin demiyorum elbette. Olması gereken bu süreçte hiçbir şey dememek diyorum. Bırakın duygu dünyanızda neler oluyorsa olsun. Atlatıyorsunuz, sadece işin ortasındasınız. Hayatınızdan biri çıktıktan sonra sanki hiç girmemiş gibi yaşamayı bekleyemezsiniz. Hayatınızdan bir çıktığında onun hala etkisini yoğun şekilde hissediyor olmanız vücudunuzdaki denge sistemi ile alakalıdır. Bunu anlamak içinse belki de önce dengenin ne olduğunu kavramalısınız.

Bir su bardağı düşünün , yarısına kadar su dolu. Bardağı çevirmeyi başlayın, su hareket etmeye başlıyor ve belli bir senkronizasyon oluştu. Çevirmeyi durduğunuzda su halen dönmeye devam eder.

Kulağınızda da tıpkı bunun gibi bir iç sıvı vardır. Kendi etrafınızda dönmeye başladığınızda bu sıvı tıpkı o bardaktaki gibi dönmeye başlar ve siz dursanız bile sıvı dönmeye bir süre devam eder. Beynin kafası karışır ve görüntüyü döner gibi görürsünüz. Burada ne demek istediğimi çocukken kendi etrafınızda döndükten sonra yaşadığınız baş dönmesinden hatırlayabilirsiniz.İşin doğrusu bu yanılgıda beyniniz gerçekten de döndüğünüzü sanıyor. Ve aslında buradaki tek amaç dengedir. Bu yüzden de kulak aslında vücut dengesi için en önemli duyu organı olarak bilinir

'' Birini kaybetmek '' dediğimiz bu derin olayda , tıpkı dönmeye başlamaya devam etmek gibidir. Durduğunuzda olan bitenin öylece düzelmesini bekleyemezsiniz. Etkisini hissettirmeye mutlaka devam edecek ve bu tamamen sizin içindir...


Amaç, her zamanki gibi '' denge''.


Comments


bottom of page