top of page

İnsanoğluna Hatırlat



Yalnızlaşıyorsun.

Etrafının kalabalık ya da boş olmasıyla alakalı olmayan bir yalnızlık bu söz ettiğim… Kim olduğunun, nerede olduğunun ya da kimle olduğunun dışında bir söylem bu bahsettiğim. Aidiyet duygunu yaşam alanına indirgediğinin halen farkında dahi değilsin. Evin evin oldu, dostların çevren, aşkın eşin ya da sevgilin, temasın ten oldu… Nasıl koptun bu denli kainatından? Kimsin sen? Nereye aitsin? Nereden geldin sen? Seni var eden tüm bu hücrelerin, en küçüğe indirgenen tarafların, tüm vücudunu dolaşan damarların, damarlarında akan kanı hissetmek sana ütopik gelir olmadı mı? İtiraf et, sen unuttun. Buraya ait hissetmenin dışındasın. Kendini dünyaya ait hissetmeyeceksen neden dünyadasın? Hatırlamanın vakti gelmedi mi?


Adın ne? Ne vakittir buradasın… Ne ile uğraşıyorsun? Seni diğerlerinden farklı kılan özelliklerin, huyların ne? Düşün. Yeteneğini keşfettin mi? Doğduğun şehirde mi yaşıyorsun yoksa gidebilme cesaretini gösterdin mi? Umarım göstermişsindir. Sadece oraya ait hissetmek aidiyet duygusundaki yanılmanın göstergesidir. Hatırlama vakti, bu koca dünya senin. Sen her yere aitsin. Bu her yerden kopabileceğin anlamına gelmez elbet, halen ön yargılarından kurtulamadın mı? Yazdıklarımı farklı bir yerden oku… Her yere aitsin fakat doğduğun yer köklerindir, uzaklaşmak kökleri koparmaz, aksine kuvvetlendirir. Ona sadık olmak orada yaşamak demekten çok daha fazlasıdır. Halen maddeci bir yerden bakıyorsun… O halde ölen insanlara da sevgimiz bitmelidir sana göre değil mi? Ne demek istediğimi anlıyorsun. Gidebil ama unutma. Yoksa topraklarından ruhani olarak da mı koptun? Peki ya diğerleri? Diğerlerini hissedebiliyor musun? Tek başına mı yaşıyorsun yoksa bütün dünya kalbinde konaklar mı, düşün… Sevgi senin için yakın çevren mi? Aşkı ne ifade eder? Sevgilin ya da eşin mi? Doğan güneş peki, ona aşık değil misin? Peki ya yaratıcı? Ona da mı aşık değilsin? Ya bu sonsuzluğu hatırlatan okyanuslar? Onlara da mı için gitmez?


Hatırla.


Tek değilsin. Hiçbir zaman da tek değildin. Buraya gelme amacın, bu muazzam bağlantıya dahil olmak. Bunu yapabilmek için kendini zorlamana gerek yok, sen zaten bunu yapabildiğin için buradasın. Bilgiyi hiçbir zaman dışardan almıyorsun. İnsanoğlu için öğrenmek hatırlamak demektir. Sen aslında her şeyi biliyorsun. Zihnin her yere ulaşmana hiçbir zaman müsade etmeyecek. Bu yüzden hatırlamak zorundasın. İşte bu yüzden okumak ve dinlemek senin için önemli. Şimdi hatırla ve kavrayabildiğin kadarını kavra. Her yeni bir zorlama algını genişletme gücüne sahip.


Bazen ellerini gözlerinin net bir şekilde görebileceği şekilde önüne getir ve dikkatli bak. Sen de tıpkı doğadaki diğer varolanlar gibisin. Benzerliklerini keşfetmek asıl aidiyetini hatırlamak için önemli. Bu uyumun, yani ahengin parçası olabilmen için önemli. Tıpkı deniz ve okyanuslar gibi; ay ve güneş gibi, hava, su, toprak ve ateş gibi, nesli bitenler, yeni dünyaya gelenler, tam şu an ölenler ve çoktan toprağa karışmış bedenler gibi, uçan bir kuş gibi, aynı anda beş tane doğuran kedi gibi, annenle olan göbek bağının oluştuğu ve kesildiği an gibi, derindeki çizgiler, ağaçların kökleri, dalgalar ve nefesler gibi, dualar, dilekler ve ayinler gibi… Her şey bir. Teklik bir yanılgıdır. Bu yanılgıya düşme, eğer bu yanılgıya düşersen bağlantıdan yani varoluşundan koparsın. Bağlantıdan kopmak aynı zamanda ondan yararlanamamak da demektir. Halbuki ondan yararlanabilmek üzere yaratıldın. Sana verildiği halde kullanma denilen bir duyun var mı mesela? Yani iyi gören bir çift göze sahipken görme diyen, duyabilen bir kulağa sahipken duyma denilen, çalışan bir dile sahipken konuşmaması beklenen bir insan var mıdır? Peki ya tüm bu kainatla olan iletişimini neden kullanmazsın? Düşün. Varoluşun iletişimi kapsar, dil birdir. Sana insanoğlu arasındaki iletişimin çok ötesinden söz ediyorum, bu bahsettiğim tüm yaşamı kapsar. Her şeyi yaratan güç, tüm bu tamamenliğe bir dil var etmemiş olabilir mi? Benzerlikleri hiç mi görmezsin? Hiç mi anlamadı bu gökyüzü seni? Hiç mi suya kendini anlatmadın? Çok üzgünken bir köpek de mi yanaşmadı yanına? Ya karnın ağrırken bir kedi? Hiç mi duan kabul olmadı? Kimse duymadı mı seni? Sevgiyi insana indirgeyecek ne oldu peki? Ölenleri de mi unutursun? Bu kadar mıydı o yere göğe sığdıramadığın sevgin? Şu an dünyaya aitsin dedim diye mi gidenlerden vazgeçtin… Artık anlama vakti, kimseden sonsuza dek kopulmaz, ölenlerle vedalaşılmaz, topraktan uzaklaşmak unutmak sayılmaz, sevgi insanla sınırlandırılmaz ve dualar asla geri çevrilmez… Onlar senin yanılgamandır.

1 comentário


gulsumgumus1905
29 de jun. de 2023

29.06.23 08:47

Bu sabah seni dinleyerek uyandım

İçimdeki hissi ararken ruhum sanki bu dizelerde kendini buluyor gibiydi ..

Küçük bir ipucu , başlangıç rotası, kullanım klavuzu ? Sahi neydi bu cümlelerin içime ışık hızında doluş sebebi ..

Hiç görmediğim odandaki kırmızı L koltukda ki ilk seansım ?

Benim de bilmediğim şeyler var

bazen anlatmak için çabalayıp tek bir cümlenin onca duyguya sığamayacagını anlayınca susmak , yazmamak , kaçmak hissi ..

Ne diyorsun sence ben de sıkıştırılmış mı hissediyorum ? Bu böyle bir sey mi ?

İstanbuldan bir bahane ile kacıp , kuş sesleri tatlı ılık bir rüzgar temiz çarşaf dün geceden kalan anason kokusu ve aşık olduğum adamın uzun saçları sakalları tüm bu düşüncelerimin içinde geziyor gibiydi bu sabah ..


Curtir
bottom of page