top of page

Kendini kaybetmedin.

Sadece öğrenmen gereken bir şey var. Aslında herkese ve her olaya karşı,

‘’ gardını almana gerek yok.’’



Herkesi bir tehdit olarak görmek, aslında en çok senin sorunundur.

Bilmelisin ki, insan kendi ile nelere kırgın olduğunu konuşmazsa eğer, olur olmadık yerlerde patlar. Bu, diğer insanların patlaması ile aynı şey değildir. Kendi kırgınlıklarının farkında olmayan insan patlayınca sakinleşemez. İnsanın kendi ile iletişiminin ne kadar önemli olduğunu gösteren en önemli örneklerden biridir bu anlamsız ani çıkışlar.


‘’Çoğu insan hayatının büyük bir çoğunluğunu yarasının kabuğu üzerinde geçirdiği için ne kadar derinlerde acısı olduğunu bilmez.’’


Fakat bir gün hayat bir şekilde sizi kabuğun altına girmeye iterse, karşı karşıya kaldığınız derin acı ile yüksek ihtimalle şoka girersiniz. Anlamsız cümleler kurarsınız ve fazla kırıcı olmayı tercih edersiniz. Nitekim bu bir tercih de değildir. O an sadece, mahvolmuşsundur ve vücudun seni korumaya almıştır. Yani aslında çoğu zaman saldırganlığın, kendini o şekilde koruyabileceğini sanmandandır. Çünkü yaratılışında sen, kendini korumakla yükümlü şekilde tasarlandın ve dahası bedenindeki her uzuv (homeostazi) iç dengeyi korumakla görevlendirildi. Nasıl ki bir araba sana doğru aniden gelmeye başladığında bembeyaz oluyorsan, sana doğru gelen bir duygusal tehditte de bir şekilde fonksiyon gösteriyorsun. Aslında bembeyaz olmanın sebebinin vücudunun seni korumak için bütün kanını derinden kaslarına çektiğinden olduğunu bilir ve aslında tüm amacın seni korumak olduğunu kavrarsan, ani çıkışlarında da bir şekilde bunu yapmaya çalıştığını fakat yanlış şekilde kendini korumaya çalıştığını kavrayabilirsin.

Çünkü kimse, başkalarını kırıp dökerek kendini koruyamaz.

Ve dahası, senden ağlatarak aldığını kimseye güldürerek vermez yaratan.


Elbette sana hakkının yenmesine izin ver demiyorum. Hatta aksine, hayat sana bir şeyleri altın tepsi de vermiyorsa eğer, söke söke almanı da diliyorum. Fakat daha yumuşak bir ve tavırla yaşamayı tercih etmenin, insana binlerce açılmayan kapıyı açabileceğini biliyorum. Kinin ve öfkenin kimseyi hiç bir yere getirmeyeceğini, her şeyi büyütmenin aslında seni küçülttüğünü, yolda olanlara çok takılmanın yolları tıkadığını ve yolculuğu uzattığını da söylemek istiyorum. Kendini haklı bulduğun yerler bir yana, orada sana söyleyebileceğim tek bir şey yok ama şüphesiz ki herkese karşı gardını almana da gerek yok. Dedim ya, başkasını kırıp dökerek kendini koruyamazsın... Öyle de bir şekilde ilerlersin ama, ya sandığından daha iyi bir yol vadediyorsan?


''Üzerine geliyorlarsa geri adım at. Yine gelirlerse bir geri adım daha at. Eğer gidecek yerin kalmazsa, işte o zaman bütün cephe senin. ''

Commentaires


bottom of page