top of page

Ruşen-i Dil

Bir evin bütün pencerelerini kırdıktan sonra kapıdan içeriye giremezsiniz.




Beyin iki hemisfer, bu yüzden de beyin de itiraz vardır.


Bu şu demek, insan aslında aklına yatmış bir şeyden bile içten içe itiraz duyuyor olabilir. Çoğu zaman da aklındaki itirazların farkındadır zaten. Kimi farkında olduğu şeyi sesli düşünür, kimi düşünmez. Ama sesli düşünmeyenin dahi, içinde bir itiraz var ise, onu telkin eden bir his de her zaman derinlerde bir yerlerde olur. Yani;



‘’İçimde bir his var’’ dediğimiz her şey, yaptığımız şeye karşı içimizdeki itirazın varlığına duyduğumuz saygının kendisidir.

Bu yüzden içimizdeki hislere güvenmek, çoğu zaman önemlidir. Kalp ise tek hemisferdir. Kalpte itiraz olmaz. Oraya giren şeyin girme nedenini sorgulamazsınız. Çünkü sorgulayamazsınız. Kalpte itiraz yoktur. Bir karar kalpten veriliyorsa eğer, bunun pişmanlığı da olmaz. Hiç bir dilde, hiç bir dinde, hiç bir kökende kalbin önünde durulmaz. Dünyayı en iyi gören göz dahi, kalpten daha iyi bir görüş açısına sahip değildir. Bu yüzden en iyi görene, ruşen-i dil, yani gönül gözü ile gören denir.


Bunun anlamı ise şuna çıkar, biri aklınıza sinmeyen bir şey yaptığında onu affedebilirsiniz. Bu yüzden kendinizi suçlu hissetmemelisiniz. Doğrusu aklınıza yatmayan bir şeyin dahi kalbinizde yeri olabilir. Ama kalbinize yatmayan hiç bir şeyi affedemezsiniz. Çünkü bir evin bütün pencerelerini kırdıktan sonra, kimse kapıdan içeriye giremez.

Bu yüzden hislere güvenmek önemlidir. Hislere güvenmekten daha önemli olan ise onu okuyabiliyor olmaktır. Nasıl ki bazen önünüzden geçen bir insanı bile fark etmediğiniz anlar oluyorsa, burnunuzun ucundaki hissiyatlara da duyarsız olduğunuz günler oluyor. Bu yüzden neler hissettiğinizi iyi okumak, yani daha doğru tabiri ile yüksek bir duygusal zekaya sahip olmak, doğru kararları verip seçmeniz gereken yolları bulmanız için iyi bir aracıdır.


İnsan nereye bakarsa değil, ne tarafa dönerse onu görür. Baktığın yeri görebiliyor olmak marifet sayılmaz, ne tarafa döneceğini bilip o yöne bakıyor olmaksa iyi bir marifettir.

Nasıl biri olduğunuzu görmek istiyorsanız hislerinizi görmeye çalışmayın. Çünkü hisler görünmez... Ama size görebildiğiniz kadarıncayı anlamanız için iyi bir harita verilmiştir. İnsan nereye dönüyorsa, oraya aittir. Yeni başlayan ilişkilerinize değil, ikinci şansı verdiğiniz ilişkilerinize konsantre olursanız ,nasıl biri olduğunuzu daha iyi kavrarsınız. Çünkü dönmek de iyi bir rehberdir. İnsan yüzünü döndüğü tarafa eğrilir, benzer, benzeşir… Bunlara dikkat etmek, bunlara odaklanmak önemlidir.


Çünkü nasıl biri olduğunuzu aynaya baktığınızda değil, her şeye rağmen sevdiğiniz kişiye baktığınızda görürsünüz.

Affettiklerinize baktığınızda görürsünüz.

Hayır dediklerinize baktığınızda görürsünüz.

Ama en çokta, hayır diyemediklerinize baktığınızda görürsünüz.


Kalp insanın aynasıdır. Oraya baktığınız vakit, kendinizi görürsünüz.



Comments


bottom of page