top of page

Tutku ve İntikam



TUTKU VE İNTİKAM


İnsan bir döngüdür. Hiç bitmeyen, kendini tekrarlayan, kendi dengesini korumak için döngünün içindeki değişimlere ihtiyacı olan sonsuz bir döngüdür.


Bu muazzam denge, kalbin ve aklın yaptığı gizli bir nevi sözleşme.


Döngünün ilk başında, henüz on yedili yaşlarda başlayan duygu keşfi gelir.


Tıpkı susuzluktan perişan olmuş bir kedi gibi başlar ruh duygusal açlığına. Hangi duygu bana iyi gelir hangi duygu bana kötü gelir demeden, her şeyin en fazlasına, en yoğununa eğrilir.



Şanslıysa on yedisinde o aradığı su yatağına kavuşur ruh. Onu doyuracak yoğunlukta, bedeninin her yerinde hissedebileceği, sanki damarlarına verilmiş bir ilaç gibi tüm vücudunda gezdireceği duyguyu bulur.


Yani, ‘’Tutku’’ yu.


Susuzluğunu gideren ruh doyar da, insanoğlu doyar mı?

Elbette kimi doyduğunu fark eder ve duygusal açlığını durdurur. Kimi doymaz, iki damla su uğruna boğulur. Tutku arttıkça beklenti artar.

İnsanın duygusal sınırı yoktur ve bir çığ gibi artan bu duygu, bir gün tutku duyduğu o şeyde aynı ışığı göremediğini fark eder. Bu fark ediş insanı mahvedecektir, çünkü artık tutkunun ipi kaçmıştır. Zapt edilmemiş bu duyguya ise intikam denir. İnsan sadece zamanında sevdiği birinden intikam alabilir. Çünkü intikam içinde umut barındıran bir duygudur. Hala daha ortaya sergilemek istediği bir tutku olduğu için; bir geri dönüş beklediği için, sırf içini soğutmak için intikama meyleder insan. Başkasını yakacak ateş, bir başkasının da içini soğutacaktır. Bu kontrolsüzlük ruhun eseri değil, boydan boya insanoğlunun eseridir. Oysa susuzluğunu dindirdiğini fark eden ve daha fazla tutkuya meyletmemiş kontrollü olan ruh, çoktan yeni bir duyguya eğrilmiştir. Ve böylece ikinci açlık başlar. Döngünün ikinci kısmına, insanoğluna şefkat eşlik eder.


‘’Belki bir gün kalbimi yormayan birine denk gelirim’’ demeye başlar insanın ruhu.

İşte bu, akıl ve kalbin gizli dengesinin eseridir. Kalp çok yorulursa, akıl kıyamazmış derler. Ve insan, bu döngü ile şefkate meyleder. Bu öyle derin, öyle tanıdık, öyle güzel bir dokunuştur ki ; insan evine dönmüş gibi hisseder. Çünkü her insanın ilk öğrendiği duygu, şefkattir. İnsanoğlunun daha anne karnında tanıştığı bir duygudur şefkat. Şefkati her insan tanır. Bazılarının derisi kalınlaşır da hayat unutturur ama, içeride bir yerlerde şefkati herkes hatırlar. Kimi ruh buna olan susuzluğunu da doyurduğunu fark edecek olgunluktadır. Fazlasına meyletmez, yerini bilir. Kimi ruh şefkate olan açlığını bastıramaz. Ve bu açlık, insanın aşık olduğu kişiyi annesi veya babasının yerine koymaya, benzeştirmeye ve beraberinde sağlıksız bir ilişkiye dönüşmesine sebep olur. Şefkat güzeldir fakat fazlası aşk için çok büyük bir tehlikedir. Ve böylece insan ilk kez karşı taraf için bir bir duyguyu öldürür, öldürülen duygu aşikâr, onun adı ‘’Tutku’’dur.


Birilerinin yerine konulduğunu hisseden karşı taraf, hem bu benzeştirmeden, hem bu yükten hem de fazlasıyla aldığı şefkat gösterilme talebinden içindeki tutkuyu kaybeder.


Duygusal cinayetler ve duygusal katillerin önünü kesmek için yapılmış gizli sözleşme böylece ikinci döngüyü başlatır.

Ruh yeniden tutkuya meyleder. Bu içsel döngünün en can alıcı yanı ise, döngüde değişenlerin birer duygu olduğunu idrak edemememizdir. İnsanoğlu sanır ki, kendi duygusal açlık dizilimleri ancak ; aşk, sevgili, iş, ev, araba ve eş değiştirerek değişiyor ve dengeyi buluyor. Sırf bu yanılgı yüzünden de çoğu insan tükenmişliğin eşiğine geliyor. Halbuki her yaşta, her olgunlukta ve her yılda binlerce kez büyüyüp binlerce döngüden geçerken değişimin dışarıda değil de içeride olduğunu kabul etmek, içeride bir şeyler olduğunda dışarıdakileri değiştirip içeriye onu sunmak yerine içlerimizde olan biten değişikliği kabul edip onları dışarıdakilere sunsak ; hayatlarımızda her şey kusursuz olacaktır. İnsan da tıpkı evren gibi kendi dengesi olan ve bu dengeyle kusursuz olan bir alemdir. Tıpkı mevsimsel döngülere ayak uydurmayı bilen evren gibi, insan da kendi döngülerine ayak uydurabilmektedir. Hepinizin, kendi içinizle barışıp değişimi dışarıda aramayan sevgi dolu insanlar olması dileğiyle.


7 Kasım 2021

Atakan'a


Comments


bottom of page